Merhaba sevgili okuyucular,
Bugün elimde patlayan blogumdan bahsedeceğiz. Elimde patlayan blogum diyorum; çünkü bu işe girerken böyle olmasını hayal etmemiştim.
Hayatımdaki her işi planlı yaparım; öncesinde kafamda bir plan oluşturmadan kahve bile demlemem diyebilirim.
Blogum için de bir yol haritam vardı tabii ki.
Kafamda her şey netti; yazı taslakları, konular, paylaşım günleri…
Planlar Suya Düştü
Ancak planlar suya düştü, Evdeki hesap çarşıya uymadı…
Bir blog açma fikri çok uzun sürelerdir aklımdaydı, hatta öyle ki ben açana kadar blog modası geçti denebilir.
Ama yine de anlatmak, yazmak istiyordum.
Sonunda niş konumu bulmuştum. “Almanya Göç Serüvenim“.
Blogum bu konu etrafında dönecek, ben Almanya’ya taşınacaktım ve yeni hayatımı bir blogla birlikte yürütecektim. Muhtemelen yanına vlog da ekleyecektim.
Yeni hayatımı planlarken blogumdaki içerikleri de planlamıştım. İlerleyen süreçlerde ne paylaşacağım belliydi. Aslında tek sorun sürecin ilerlememesiydi.
Ancak burada sıkça anlattığım gibi; Almanya’ya göçmek, söylendiği kadar kolay olmadı. Her yerde sağlıkçı aranmasına ve ben sağlıkçı olmama rağmen.
Doğal olarak blogumun ve hayatımın niş konusu durmuştu!
Hayatım askıda; moralim de üretkenliğim de dipteydi. Bu durumda bırakın yeni yazıları, planladığım düşüncelerimi bile toparlayıp yazıya dökmekte çok zorlandım.
Arada bir gelen iş görüşmeleri ve bunların haftalar, hatta aylar sürmesi dışında yazacak neredeyse hiç bir şey yoktu.
Artık bir değil iki sorunum vardı:
Hem Almanya’ya göçemiyor, hem de blogumu devam ettiremiyordum.

Yine de hayatta her şeyin bir sebebi var derler; Bu süreçte maalesef kedimi ani bir hastalıkla kaybettim.
Belki de gitmiş olsaydım, onun son zamanlarında yanında olamayacaktım.
Ve bu benim için büyük bir pişmanlık olacaktı.
Belki de Almanya sürecindeki bütün aksaklıklar, benim burada henüz işimin bitmediğini gösteriyordur.
Ya da belki de blogumda olumsuzluklarla dolu hikayemi detaylıca paylaşmama sebep olmuştur, bilmiyorum.
Belki de böyle olması gerekiyordur. Belki de birilerinin, sürecin aslında bazen ne kadar kötü gittiğini anlatması gerekiyordur. Göç hikayesi böyle olan tek kişi ben ve çevrem olamayız herhalde.
Burayı özellikle Almanya için bir rehber niteliğinde tutmak istemiştim, kötü yönlerle birlikte tam da öyle oldu.
Bunun dışında sürekli askıya aldığım hayatıma devam etmeye karar verdim ve bir işe başladım. Hâlâ vize bekliyor olsam da, en azından farklı bir meşguliyete sahip olmak beni biraz daha ayağa kaldırdı diyebilirim.
Bundan sonra ne olacak bilmiyorum
ama burada neler olacağını birlikte göreceğiz.
Her süreç hem iyi hem de kötüyü barındırır.
Tıpkı göç sürecim ve blogum gibi.
Tıpkı hayat gibi…
Sevgilerle,
